NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
إِسْحَقُ
بْنُ
إِسْمَعِيلَ
حَدَّثَنَا
حَكَّامُ
بْنُ سَلْمٍ
عَنْ عَلِيِّ
بْنِ عَبْدِ
الْأَعْلَى
عَنْ أَبِيهِ
عَنْ سَعِيدِ
بْنِ
جُبَيْرٍ
عَنْ ابْنِ
عَبَّاسٍ
قَالَ قَالَ
رَسُولُ
اللَّهِ صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
اللَّحْدُ
لَنَا
وَالشَّقُّ
لِغَيْرِنَا
İbn Abbas (r.a)'den
demiştir ki: Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu:
"Lahd bizim için,
şakk da başkaları içindir."
İzah:
Tirmizî, cenâiz; Nesaî,
cenâiz; İbn Mace, cenâiz; Ahmed b. Hanbel IV-357, 359, 363.
Lahd; yahut luht, kabrin
kıble tarafını cenazenin boyuna göre ve cenazeyi içine alacak şekilde oymaktır.
Cenaze buraya konduktan sonra üzeri kerpiçlerle örülür.
Lahd; aslında meyletmek
anlamına gelir. Bu oyuk kıble tarafına doğru meylettiği için bu ismi almıştır.
Şakk: Kabrin dibini
ölüyü kapsayacak şekilde dere gibi oymaktır. Cenaze buraya konduktan sonra
dört tarafına kerpiçler konarak üzeri kapatılır.
Hadis-i şerifte, lahdin
müslüman cenazelerine, şakk'ın da gayr-i müs-limlerin ölülerine mahsus olduğu
ifade edilmektedir.
İbn Teymiyye'ye göre,
bu hadis-i şerifte günlük hayatımızdaki davranışlarımızdan, cenazeyi kabre
koymaya varıncaya kadar, her türlü davranışlarımızda, ehl-i kitabın alameti
olan davranışlardan kaçınmamız gerektiğine işaret vardır.
Bazıları bu hadise
"Şakk, daha önce geçen ümmetler içindi. Lahd ise Muhammed ümmeti
içindir." şeklinde mana verirken, bir kısmı da "Lahd, biz Nebilere,
şakk da ümmetlere mahsustur." diye mana vermişlerdir. Her ne kadar bu
hadis-i şerif, cenazeyi lahde koymanın şakka koymaktan daha faziletli olduğuna
delalet etmekte ise de, hadis-i şerifte cenazeyi şakka koymanın caiz olmadığına
dair bir delalet yoktur. Hatta İbn Mace'nin rivayet ettiği şu hadisten
cenazeyi şakka koymanın caiz olduğu anlaşılıyor: "Peygamber (s.a.v.) vefat
ettiği zaman, Medine'de lahit kazıcı bir adamla, şakk kazıcı diğer bir adam
vardı. Sahabiler: Biz Rabbimizden hayırlısını dileyerek ikisine de haber
gönderelim. Hangisi sonra gelirse onu bırakırız, dediler. Ve ikisine de haber
gönderildi. Lahid kazıcısı önce geldi. Bunun üzerine sahabiler, Nebi (s.a.v.)
için lahit kazdılar."[İbn Mace, cenâiz] Bu hadis, Rasûlu Ekremin sağlığında
şakk kazılıp içine cenazelerin defnedilmesine izin verdiğini ifade eder. Bu
mevzuda İmam Nevevî Mühezzeb şerhinde "Âlimler, cenazeleri lahde koymanın
da, şakka koymanın da caiz olduğunda ittifak etmişlerdir" demiştir. Ancak
fıkıh âlimlerinin pekçoğuna göre, yerin sert ve lahd kazmaya elverişli olması
halinde, cenaze için lahd kazmak, yumuşak olup lahde elverişli olmaması halinde
de şakk hazırlamak daha faziletlidir.
Dehlevî'ye göre, eğer
bu hadisteki "Iena = bizim için" kelimesindeki "nabiz"
zamirinden maksat müslümanlar, "liğayrına = başkaları için" kelimesinden
maksat da hıristiyan ve yahudilerse, o zaman cenazeler için "lahd"
kazmanın daha faziletli ve hatta "şakk" hazırlamanın mekruh olduğunda
şüphe yoktur.
Fakat "liğayrina =
başkaları için" kelimesinden maksat, geçmiş ümmetlerse, o zaman bu hadiste
sadece cenaze defnetmek için lahdin şakktan daha faziletli olduğuna işaret
vardır. Fakat bu takdirlerin hiçbirinde cenazeleri lahde koymanın vacib, şakka
koymanın da yasak olduğuna dair bir işaret mevcut değildir.